25 Aralık 2013 Çarşamba

OMETEPE NİKARAGUA


18 ARALIK 2013

Ometepe’ye gitmek için Rivas’a gideceğim. Manuel her saat başı otobüs var diyor. 10 otobüsüne yetişiyorum.Meğer otobüs 11:30 daymış. Bavulumu bırakamadığım için 1,5 saat otobüsün içinde bekliyorum. Otobüs tam saatinde kalkıyor. Bu da eski okul otobüsü. Neredeyse 10 metrede bir duruyor. Birilerini indirip, bindiriyor. Granada çıkışında çok büyük ve süslü mezarlar olan mezarlıktan geçiyoruz.

 Rivas tan taksiyle Ometepe feribotunun olduğu yere geliyorum bavulum çok ağır. Tekerlekli ama yine çok ağır. Ne kadar çok lüzumsuz şey getirmişim. Feribota iki kişilik bisikleteriyle gelen Fransız bir çift var. Dört ayda Orta Amerikayı bisikletle geçeceklermiş. 

iki kişilik bisikletli Fransız çift

Ometepe Nikaragua gölünün ortasında bir ada ama sanki iki adanın birleşmesinden meydana gelmiş gibi. İki volkan nehirle bölünmüş iki toprak parçasının üzerinde.

Ometepe vapura binerken

 Feribottan inip otobüse biniyorum. Gideceğim yer adanın diğer ucu. Otobüs dura kalka hospadaje Buena Vista’ya yani manzaralı otelin önünde beni bırakıyor. Yorguluktan ölüyorum ama gördüğüm manzara beni çok mutlu ediyor. Otel gölün kıyısında. Dalgaların sesi,rüzgar, çiçekler ve ağaçlar içindeki bahçe. Üstüne üstlük odamın da penceresi dışarıya bakıyor. Burada evler hep avluya baktığı için odaların pencereleri de avluya bakıyor ve odalar karanlık oluyor. Yan taraftaki otelde hem pahalı hem de kötü bir balık çorbası içiyorum.

Dönüşte güzel giyimli bir grup insana rastlıyorum. Nereye gidiyorsunuz diye soruyorum. Adada bir müzik festivali olacak gibi bir söylenti duymuştum. Bir şeyler söylüyorlar anlamıyorum. Müzik var mı evet diyorlar. Bu durumda el mahkum peşlerine düşüyorum. Ortalıkta ışık yok onların el fenerleri ile gidiyoruz. Yol boyunca her tarafta ateş böcekleri uçuşuyor.

Ortada isa ve meryemin heykellerinin ışıklarla süslendiği bir meydandaki kalabalığa giriyoruz. Evet müzik var ama dini müzik. 7-8 kişilik bir koro,akordeon ve gitar  eşliğinde şarkılar söylüyor, dualar okuyorlar. İyi güzel de ben yorgunum. Dini müzik ve dua dinlemek istemiyorum. Otele döneyim diyorum ama yollar çok karanlık cesaret edemiyorum. Beraber geldiğim insanlar bir saat sonra döneriz diyorlar. Mecburen onları bekliyorum.

19  ARALIK 2013

Bugün bu güzel yerde tembellik yapacağım.

şekilli taşlar
Diye yazdım ama tam tembellik yapamadım. Burada tanıştığım bir çift hadi bisiklet kiralayıp yakında mağara döneminde kalma taşlara çizilmiş resimler var onları görmeye gidelim diyorlar.

Yol boyu gölün kenarında çiçekler, elim büyüklüğünde kelebekler, çeşitli kuşlar, kertenkeleler maymunlar etrafımızda dolanıyor. Gerçekten çok keyifli.  Yol biraz inişli çıkışlı ama idare ediyorum. Taşları gördükten sonra yakında bir de ekolojik bir kahve plantasyonu varmış ona gidelim diyorlar. Eh ne yapalım yarı yoldan dönenin kaşığı kırılsın. Ancak burası o kadar da yakın olmadığı gibi yol inişli çıkışlı. İnişler keyifli de çıkışlar çok zorluyor insanı. Bolivya’da yapamadığım bir bisiklet inişi vardı. Şimdi ona benzer bir şeyi yapıyorum.  Hele ekolojik çiftliğin dönüş yolu asfalt değil koca koca taşlarla doluydu. Oradan iniş ömre bedel oldu. Bisikleti durdurup yürümeği beceremedim. Yokuş aşağı kalbim ata ata sağ sağlim indim. 

maymun

Ekolojik çiftlikte yurt dışından gelen öğrencilere ders veriliyormuş. Yatakhaneler çok basit. Evliler için tek odalar var. Ama etraf çok güzel. Çiftliği gezip bir şeyler içip dönüş yoluna geçiyoruz.

Yan taraftaki küçük yerel bir lokanta güzel bir balık yiyorum.
komşudaki kızlar


Burasını dinlenme yerim ilan ettim. Taş taşıdın da mı yoruldun diyeceksiniz. Taş taşımaktan değil de habire bir yerden bir yere gitmekten yoruldum.

 

20 ARALIK 2013

Bugün de biraz tembellik biraz bisiklet gezisi yapıyorum. Yakında bir kasaba var oraya gidiyorum. Benim kaldığım yer göl kenarı . bu civarda oteller, iki tane lokanta  ve evlerinin önünü dükkan yapmış  bir iki küçük mekan var. Kasaba da öğlen yemeğimi yiyorum. Çorba arıyorum ama bulamıyorum.

Bu kasabaya giriş yolunun ortasına yapma çiçekler koymuşlar. Her yerde kendiliğinden çiçek biten bir ortamda hangi akla hizmetse.
bisikletim ve yoldaki yapma çiçekler
Etrafta domuzlar ot yiyorlar

Oradan suyun gözleri- ojos de agua- denen bir yere gidiyorum. Bir başka cennet burası. Nehrin bir kısmında suyu toplamışlar ve havuz haline getirmişler. Etrafta pek çok turist var. 

Ojos de Agua
Bir kafeterya ,hediyelik eşya satan stantlar var.  Havuz pırıl pırıl. Dere devamlı akıyor ve suyu temizliyor.

kadınlar nehirde çamaşır yıkıyor

Akşam göl kenarından yürüyüp yakındaki bir lokantada yemek yiyorum. Sonra oteli önünde ayın doğuşunu izliyorum. Neredeyse bir hafta oldu ay hala doğru dürüst küçülmedi ve de hep aynı zamanda doğuyor.  Bunun teknik sebebi var mıdır? Benim hiçbir itirazım yok ama anlamakta zorlanıyorum. Kutup yıldızı da yukarıda değil ufka yakın bir yerde görünüyor.

21 ARALIK 2013

Yarın sabah erkenden Kostarika’ya otobüs biletim var. Bugün feribotun kalkacağı kasabaya gidip gece orada kalacağım yarın sabah da erken feribotla Rivas!a geçip otobüse yetişeceğim. Göl kenarından ayrılmak istemediğim için bu programı yaptım. Bakalım tutacak mı?


21-22  ARALIK 2013

Öğleden sonra geminin kalktığı ve adanın ana merkezi olan Moyogalpa’ya geliyorum. Burada da çok fazla turist var. Hatta sanki Nikaragualılardan bile çoklar!!
OMETEPE GÜN BATIMI
 
Benim yer bulduğum otelin sahipleri Kanadalı genç  bir çift. Hükümet yabancıların mal mülk edinmelerini, iş yeri açmalarını destekliyormuş.  Ayrıca sandinastaların halka yardım ederek oy topladığını söyledi. Kiminin evinin damını onarıyorlarmış, kimine oy vermesi için para veriyorlarmış. Her yerde aynı laflar var.

FERİBOT
Oy veren insanları salak yerine koyan küçümseyen bir zihniyet. İnsanlar genellikle şu ya da bu çıkarları için oy veriyorlar. Bu da çok normal bence.

BANA KARGI SAPLARINDAN HEDİYE YAPTILAR

Burası tam bir parti şehri. Gece geç vakitlere kadar müzik sesi bitmiyor. Biraz dolaşıyorum. Gün batımını parktan izliyorum. Burasının gün batımı çok meşhurmuş ama bence en güzel gün batımı FoçadaJ

Yarın sabah otobüsüm 9:30 da . Pazar olduğu için gemiler seyrekmiş. İlki 6 da diğeri 9 da.  Mecburen 6 daki gemiyle gitmeliyim. Sabah için bir motorsiklet taksi ayarlıyorum.

Akşam yemek yediğim yerde Amerikalı bir adam yanıma geliyor. Dört senedir burada yaşıyormuş. Hafif kafayı yemiş gibi. Simi valley de  uzun yıllar çalıştıktan sonra sakinliğe geldim dedi. Önce Kostarika’ya gitmiş ama orası pahalı gelince buraya geçmiş.  Biraz Obamanın politikalarını tartışıyoruz. Erkenden yatıyorum
Sabah 5 de uyanıyorum. Yakında park gibi bir yer var. İnanılmaz çeşitli kuş sesleri var. Balkona çıkıp dinliyorum.  

 

 

 

 

 

 

 

1 yorum:

  1. Nergiz hanım, gezinizi ilgiyle takip ediyorum. Gezinizin devamında hangi ülkelere gitmeyi planlıyorsunuz, ne zaman dönmeyi düşünüyorsunuz, mesela dönüş biletiniz varmı? Bilgi verebilirseniz sevinirim. iyi eğlenceler.

    YanıtlaSil