18 ARALIK 2013
Ometepe’ye gitmek için Rivas’a gideceğim. Manuel her saat
başı otobüs var diyor. 10 otobüsüne yetişiyorum.Meğer otobüs 11:30 daymış.
Bavulumu bırakamadığım için 1,5 saat otobüsün içinde bekliyorum. Otobüs tam
saatinde kalkıyor. Bu da eski okul otobüsü. Neredeyse 10 metrede bir duruyor.
Birilerini indirip, bindiriyor. Granada çıkışında çok büyük ve süslü mezarlar
olan mezarlıktan geçiyoruz.
Rivas tan taksiyle
Ometepe feribotunun olduğu yere geliyorum bavulum çok ağır. Tekerlekli ama yine
çok ağır. Ne kadar çok lüzumsuz şey getirmişim. Feribota iki kişilik
bisikleteriyle gelen Fransız bir çift var. Dört ayda Orta Amerikayı bisikletle
geçeceklermiş.
iki kişilik bisikletli Fransız çift |
Ometepe Nikaragua gölünün ortasında bir ada ama sanki iki
adanın birleşmesinden meydana gelmiş gibi. İki volkan nehirle bölünmüş iki
toprak parçasının üzerinde.
Ometepe vapura binerken |
Feribottan inip
otobüse biniyorum. Gideceğim yer adanın diğer ucu. Otobüs dura kalka hospadaje
Buena Vista’ya yani manzaralı otelin önünde beni bırakıyor. Yorguluktan
ölüyorum ama gördüğüm manzara beni çok mutlu ediyor. Otel gölün kıyısında.
Dalgaların sesi,rüzgar, çiçekler ve ağaçlar içindeki bahçe. Üstüne üstlük
odamın da penceresi dışarıya bakıyor. Burada evler hep avluya baktığı için
odaların pencereleri de avluya bakıyor ve odalar karanlık oluyor. Yan taraftaki
otelde hem pahalı hem de kötü bir balık çorbası içiyorum.
Dönüşte güzel giyimli bir grup insana rastlıyorum. Nereye
gidiyorsunuz diye soruyorum. Adada bir müzik festivali olacak gibi bir söylenti
duymuştum. Bir şeyler söylüyorlar anlamıyorum. Müzik var mı evet diyorlar. Bu
durumda el mahkum peşlerine düşüyorum. Ortalıkta ışık yok onların el fenerleri
ile gidiyoruz. Yol boyunca her tarafta ateş böcekleri uçuşuyor.
Ortada isa ve meryemin heykellerinin ışıklarla süslendiği bir
meydandaki kalabalığa giriyoruz. Evet müzik var ama dini müzik. 7-8 kişilik bir
koro,akordeon ve gitar eşliğinde
şarkılar söylüyor, dualar okuyorlar. İyi güzel de ben yorgunum. Dini müzik ve
dua dinlemek istemiyorum. Otele döneyim diyorum ama yollar çok karanlık cesaret
edemiyorum. Beraber geldiğim insanlar bir saat sonra döneriz diyorlar. Mecburen
onları bekliyorum.
19 ARALIK 2013
Bugün bu güzel yerde tembellik yapacağım.
Diye yazdım ama
tam tembellik yapamadım. Burada tanıştığım bir çift hadi bisiklet kiralayıp
yakında mağara döneminde kalma taşlara çizilmiş resimler var onları görmeye
gidelim diyorlar.
şekilli taşlar |
Yol boyu gölün kenarında çiçekler, elim büyüklüğünde
kelebekler, çeşitli kuşlar, kertenkeleler maymunlar etrafımızda dolanıyor.
Gerçekten çok keyifli. Yol biraz inişli
çıkışlı ama idare ediyorum. Taşları gördükten sonra yakında bir de ekolojik bir
kahve plantasyonu varmış ona gidelim diyorlar. Eh ne yapalım yarı yoldan
dönenin kaşığı kırılsın. Ancak burası o kadar da yakın olmadığı gibi yol inişli
çıkışlı. İnişler keyifli de çıkışlar çok zorluyor insanı. Bolivya’da
yapamadığım bir bisiklet inişi vardı. Şimdi ona benzer bir şeyi yapıyorum. Hele ekolojik çiftliğin dönüş yolu asfalt
değil koca koca taşlarla doluydu. Oradan iniş ömre bedel oldu. Bisikleti
durdurup yürümeği beceremedim. Yokuş aşağı kalbim ata ata sağ sağlim indim.
maymun |
Ekolojik çiftlikte yurt dışından gelen öğrencilere ders
veriliyormuş. Yatakhaneler çok basit. Evliler için tek odalar var. Ama etraf
çok güzel. Çiftliği gezip bir şeyler içip dönüş yoluna geçiyoruz.
Yan taraftaki küçük yerel bir lokanta güzel bir balık
yiyorum.
komşudaki kızlar |
Burasını dinlenme yerim ilan ettim. Taş taşıdın da mı
yoruldun diyeceksiniz. Taş taşımaktan değil de habire bir yerden bir yere
gitmekten yoruldum.
20 ARALIK 2013
Bugün de biraz tembellik biraz bisiklet gezisi yapıyorum.
Yakında bir kasaba var oraya gidiyorum. Benim kaldığım yer göl kenarı . bu
civarda oteller, iki tane lokanta ve
evlerinin önünü dükkan yapmış bir iki
küçük mekan var. Kasaba da öğlen yemeğimi yiyorum. Çorba arıyorum ama
bulamıyorum.
Bu kasabaya giriş yolunun ortasına yapma çiçekler koymuşlar.
Her yerde kendiliğinden çiçek biten bir ortamda hangi akla hizmetse.
Etrafta domuzlar ot yiyorlar
bisikletim ve yoldaki yapma çiçekler |
Oradan suyun gözleri- ojos de agua- denen bir yere
gidiyorum. Bir başka cennet burası. Nehrin bir kısmında suyu toplamışlar ve
havuz haline getirmişler. Etrafta pek çok turist var.
Bir kafeterya ,hediyelik
eşya satan stantlar var. Havuz pırıl
pırıl. Dere devamlı akıyor ve suyu temizliyor.
Ojos de Agua |
kadınlar nehirde çamaşır yıkıyor |
Akşam göl kenarından yürüyüp yakındaki bir lokantada yemek
yiyorum. Sonra oteli önünde ayın doğuşunu izliyorum. Neredeyse bir hafta oldu
ay hala doğru dürüst küçülmedi ve de hep aynı zamanda doğuyor. Bunun teknik sebebi var mıdır? Benim hiçbir
itirazım yok ama anlamakta zorlanıyorum. Kutup yıldızı da yukarıda değil ufka
yakın bir yerde görünüyor.
21 ARALIK 2013
Yarın sabah erkenden Kostarika’ya otobüs biletim var. Bugün
feribotun kalkacağı kasabaya gidip gece orada kalacağım yarın sabah da erken
feribotla Rivas!a geçip otobüse yetişeceğim. Göl kenarından ayrılmak
istemediğim için bu programı yaptım. Bakalım tutacak mı?
21-22 ARALIK 2013
Öğleden sonra geminin kalktığı ve adanın ana merkezi olan
Moyogalpa’ya geliyorum. Burada da çok fazla turist var. Hatta sanki
Nikaragualılardan bile çoklar!!
OMETEPE GÜN BATIMI |
Benim yer bulduğum otelin sahipleri Kanadalı genç bir çift. Hükümet yabancıların mal mülk
edinmelerini, iş yeri açmalarını destekliyormuş. Ayrıca sandinastaların halka yardım ederek oy
topladığını söyledi. Kiminin evinin damını onarıyorlarmış, kimine oy vermesi
için para veriyorlarmış. Her yerde aynı laflar var.
Oy veren insanları salak
yerine koyan küçümseyen bir zihniyet. İnsanlar genellikle şu ya da bu çıkarları
için oy veriyorlar. Bu da çok normal bence.
FERİBOT |
BANA KARGI SAPLARINDAN HEDİYE YAPTILAR |
Burası tam bir parti şehri. Gece geç vakitlere kadar müzik
sesi bitmiyor. Biraz dolaşıyorum. Gün batımını parktan izliyorum. Burasının gün
batımı çok meşhurmuş ama bence en güzel gün batımı FoçadaJ
Yarın sabah otobüsüm 9:30 da . Pazar olduğu için gemiler
seyrekmiş. İlki 6 da diğeri 9 da.
Mecburen 6 daki gemiyle gitmeliyim. Sabah için bir motorsiklet taksi
ayarlıyorum.
Akşam yemek yediğim yerde Amerikalı bir adam yanıma geliyor.
Dört senedir burada yaşıyormuş. Hafif kafayı yemiş gibi. Simi valley de uzun yıllar çalıştıktan sonra sakinliğe
geldim dedi. Önce Kostarika’ya gitmiş ama orası pahalı gelince buraya
geçmiş. Biraz Obamanın politikalarını
tartışıyoruz. Erkenden yatıyorum
Sabah 5 de uyanıyorum. Yakında park gibi bir yer var.
İnanılmaz çeşitli kuş sesleri var. Balkona çıkıp dinliyorum.
Nergiz hanım, gezinizi ilgiyle takip ediyorum. Gezinizin devamında hangi ülkelere gitmeyi planlıyorsunuz, ne zaman dönmeyi düşünüyorsunuz, mesela dönüş biletiniz varmı? Bilgi verebilirseniz sevinirim. iyi eğlenceler.
YanıtlaSil