10 Aralık 2013 Salı

NİKARAGUA


NİKARAGUA

8 ARALIK 2013  

Sabah 6 da otobüse giderken cumartesi sabaha kadar eğlenen gençler ancak barlardan çıkıyorlardı. Bu taksi şoförü de beni yanlış otobüs şirketine götürdü. Bereket iki şirket birbirine yakın olduğu için başka bir taksiyle Transnica şirketine zamanında vardım. Ticabus’a göre biraz daha basit ama otobüsün koltukları daha rahattı.
Sınırda hamak satan kadın

Yanımda elektrikçi Maxiel oturuyor. Otobüsün hemen hepsi Kostarika’da çalışıp tatil için memleketlerine dönen Nikaragualılar. Maxiel’de ailesine kocaman bir televizyon götürüyor. Sınırı bir saatte geçtik. Formaliteler daha azdı ve bavullar bir kere açıldı. Sınırda para değiştirmek için bekleyen pek çok kişi vardı.
 
mahallenin buçkınları



 
 

Nikaragua deyince Somoza diktatörlüğü ve Sandanistlar geliyor insanın aklına.

Chavez
18.yy sonlarından itibaren ABD her türlü sosyal demokrat iktidarları değiştirip kendine bağlı iktidarlar oluşturuyor. Amerikaya karşı savaşan gruplardan birinin başında olan Sandina 1934 şubat ayında görüşmeler için başkanlık sarayına çağrılıyor ve orada kahpece öldürülüyor. Somoza  20 yıl ülkeyi diktatörlükle yönetiyor ve inanılmaz servet ediniyor.

1956 da Lopez Perez -şair ve gazeteci- garson kılığına girerek bir yemekte Somoza’yı öldürüyor. Onu da orada tarıyorlar. Bu olay Somoza diktatörlüğünün sonunu getiren hareketin başlangıcı olarak anılıyor. Ancak mücadele daha yıllarca devam ediyor. Somoza’nın çocukları iktidarı devam ettiriyorlar.
satıcı kadınlar

1961 de direnişçiler birleşerek Sandinista Milli Kurtuluş Cephesini  (FSLN) kuruyorlar. 1972 yılında büyük bir depremde 6000 kişi ölüyor 600 bin kişi evsiz kalıyor. Yurt dışından gelen yardımlar halka değil de Somoza’ların cebine gidince halkın muhalefeti güçleniyor.
noel panoları

1979 da Sadanistalar Somoza’nın kaçması ile iktidarı alıyor. Bu iç savaşta 50 bin kişi ölüyor 150 bin kişi de evsiz kalıyor.

Ancak ABD eski Somoza askerlerinin oluşturduğu kontraları destekliyor. 2007 yılına kadar seçimlerle iktidarlar değişiyor .Onların yönetiminde toprak reformu yapılmış, okuma yazma oranı %50 den % 87 ye yükselmiş, çocuk felci engellenmiş ve çocuk ölümleri üçte bir azaltılmış olmasına rağmen Ortega –Sandinistaların önderi –  seçimleri kaybediyor. İç savaş devam ediyor ve Nikaragua bir türlü ekonomisini düzeltemiyor. Şu anda Ortega iktidarda ancak benim görüştüğüm insanlar mutsuz. Pek çok Nikaragualı yurt dışında çalışıyor.

noel panoları
Managu’ya varıyorum.Yine cevval bir taksici bavuluma yapışıyor. 10 dolar diyor 5 anlaşıyoruz. Ederi 2 dolarmış.:)) Hostele yerleşip dolaşmaya çıktım. Elimde fotoğraf makinasını görenler aman dikkat et, ana caddeden git gibi tavsiyelerde bulundular. Ancak Pazar olduğu için ana caddeler bile tenhaydı. Bolivar caddesine varınca ortalık panayır yerine döndü. Caddenin girişinde Chavez’ın kocaman bir fotoğrafı ve devamında iki taraflı şirketlerin noel panoları boy gösteriyor. Her taraf ışıl ışıl. Çoluk çocuk herkes önlerinde fotoğraf çektiriyor, etraf çeşitli satıcılar, müzik çalanlarla dolu. Meğer bugün özel bir dini kutlama günüymüş. Bütün gece de hemen  her yerden havai fişekler atılıyor.

managua sokakları
Otelin terasında hamaklar var. Orada uyukluyorum. İçeriler çok sıcak. TV seyrediyorum ama hiçbir şey anlamıyorum. Sanırım İspanyolcayı kıvıramayacağım. Başını gözünü yarıp derdimi anlatıyorum ama onları anlamam imkansız gibi.

9 ARALIK 2013

Leon noel süsleri
katedral
leon sokakları ve bisikletli taşıyıcılar
kiliselerden biri
 Bu sabah Aracely ile buluşacağım. Hani herkese sordum ya tanıdığınız var mı diye Aracely de bir arkadaşımın tanıdığı birinin kardeşi. Beni Managua’nın kuzeyindeki El Sauce şehrine davet ettiler. Tabi ki bu daveti ikiletmedim. Sabah 9 da onunla buluşmak üzere 7 de yola çıkıyorum. Leon’da buluşacağız. . Minübüsle 2 dolar vererek 1.5 saat uzaklıkta ki Leon’a geliyorum  Leon garajı ana baba günü.Bugün de tatil olduğu için herkes bir yerlere gidiyor. Eski Abd okul otobüsleri de burada minibüslerden daha ucuza yolcu taşıyor.

pazardan
Aracely
 Aracely ile buluşuyoruz. Cıvıl cıvıl bir genç kız. İlk iş benim bavulu arkadaşım dediği bir otobüse koyup El Sauce’ye yollamak oluyor.Beni Leon şehrinde gezdiriyor. Orta Amerikanın en büyük katedrali ve diğer eski kiliseleri geziyoruz. Tatil olduğu için her yer kapalı.  Sokaklar, evler  Küba Trinidat sokaklarına benziyor. Kolonyal evler ,önlerinde  demirler, içeride sallanan sandalyeler. Evlerin önündeki demirler sıcaktan kapıyı açınca içerisini korumak için. Çoğu pencerenin camı yok. Cam yerine demirler var.


Anne dükkanının önünde
Sebze hali otobüs terminalinin hemen yanında.  Minibüsle 1.5 saatte El Sauce’ye varıyoruz. Şehir tek katlı evler ve geniş bahçelerle çok geniş bir alana yayılmış. Motorlu ve bisikletli araçlarla bir yerden bir yere gidiliyor. Bizi bisikletli bir çocuk eve getiriyor. Benim bavul eve gelmiş bile.

babanın eyerleri sanat eseri
filojes molidos con tostones y queso
Ev  içinde bir at,tavuklar,ördekler olan bir avlu, avlunun etrafında mutfak, büyük sallanan sandalyeli bir salon,bir bakkal ve 3 odadan oluşuyor. Avludaki ocakta yemek pişiyor. Anne dükkanı çalıştırıyor. Baba atlar için eyerler yapıyor. Eyerler çok süslü. İki günde bir eyer yapabiliyormuş. Şehirde de atlılar dolaşıyor. Evde ayrıca adı Cara elFatima –Gelin – ve Hayro oğlu var. Kocası diğer kardeşiyle birlikte Miami’de marangozluk yapıyor. Cara ve oğlu iki gün sonra yaz tatilinden dolayı  iki ay için Miami’ye gidiyorlar. Evin yakınında bir araziye de Cara’lar evlerini yaptırmaya başlamışlar.

Öğlen kırmızı fasulyeden yapılmış yanında peynir ve platanos kızartmalı  yani filojes molidos con tostones y queso  yemeği var. Bir de rom ikram ediyorlar. Babanın tam 10 tane oğlu var. Dört kere evlenmiş. Son karısı 4 erkek bir kız çocuğu var. Burada da çocuk aldırmak yasak olduğu için ailelerin Allah ne verdiyse 10 -15 çocukları var.


zenci isa
kadınlar dua ediyorlar
Aracely ile şehri geziyoruz. Saçımı kestirmek istediğim için kuaföre gidiyoruz. Küçücük bir dükkanda bir yığın kadın saç boyatıyor,fön çektiriyor. Biz vaz geçip eve geliyoruz.

Akşam yemeğinde gallo pinto  yemeği var. Gallo horoz demek pinto boya ancak yemek kırmızı fasulye ile pilavın karışmasından oluşuyor. Yanında tavuk, salata,kızarmış platanos.

Yemekten sonra rom içip sohbet ediyoruz. Baba Ortega’ya çok karşı . Ülkenin fakirleştiğini, işsizliğin arttığını ve diktatörlük olduğunu söylüyor. Chavez ve Küba’ya kızıyor. Ama esas konu sandinistalar kardeşlerini ve babasını öldürmüşler.

 10 ARALIK  2013  

Sabah erkenden kalkılıyor. Orta Amerikada güneş hep aynı zamanda doğuyor saat 6 gibi ve aynı zamanda saat 6 gibi  batıyor. Herkes haldır haldır yemek hazırlığıda. Akşam ki yemek için bu acele ne diyorum kendi kendime. Yuka kökleri soyulup telle ovuluyor, sonra kaynatılıyor.,bir tarafta et pişiyor. Domuz eti yediğimi öğrenince pek mutlu olup özel yemeklerini ikram etmeye karar veriyorlar. Çok sevdikleri chicheron diye anladığım kadarıyla domuzun ayağındaki yağların kızartılmasıyla oluşan kıkırdak gibi bir yemek yapılıyor. Sonradan bütün bunların sabah kahvaltısı için olduğunu öğreniyorum. Yukalar pişince patatese benzeyen bir tat veriyor.Üzerine parça etler ,yanında salata ile sabah kahvaltımız hazır.
Aile topluca
ron to your name

Aracely bugün Managua’ya ABD’den gelecek olan nişanlısını karşılamaya gidiyor. Çok telaşlı. Dünden beri elbise değiştirip fikrimizi soruyor. Son derece seksi bir kıyafette karar kılıyoruz.Bir gece Managua’da nişanlısıyla kalıp öyle buraya gelecekler. Gitmeden benim için program yapıyor. Nehirde yüzülecek, gezmeye gidilecek.


sebze çorbası
Onu geçirdikten sonra Cara ile bu sefer erkek berberine saçlarımı kestirmeye gidiyoruz. Noel yaklaştığı için kuaförler çok kalabalık. Berber çocuk 2 dolara saçımı pek güzel kesiyor. Öğlen yemeğinde sebzeli tavuk çorbası var. tam sevdiğim ağzımın tadına göre bir yemek.

Evin önünde Cara ve hayro
Öğleden sonra nehre gitmek üzere hazırlanıyoruz. Yan taraftaki kocaman kamyonet çalıştırılıyor, konu komşu çoluk çocuk kamyonetin arkasına doluşuyoruz. Nehrin bir yerinde havuzumsu bir bölge oluşmuş. Orada yüzüyoruz. Kadınlar elbiseleri ile yüzüyorlar. Hiç birinin mayosu yok. Ben bikinimle kendimi garip hissediyorum. Etrafta başkaları da var. Nehir çok hızlı aktığı için akıntı insanı sürüklüyor. Dala çıka keyif yapıyoruz.

nehirde
Eve geldikten sonra da tepeden şehri seyredeceğimiz bir yere çıkıyoruz. Bütün şehir ağaçların arasında yok olmuş ancak kilise görülebiliyor bir de uzaktan bir yanardağ.

Dönüşte bir kafede buzlu meyva suları içiyoruz. Akşam yemekte gallo pinto, chichuro,peynir ve tacos var. Yemekten sonra anne ile vedalaşıyoruz. Zira o sabah 5 de  dişçi için Leon’a gidecek ben de 7 de Matagalpa için yola çıkacağım.

 

 

 

1 yorum:

  1. nergiz hanım gezniz güzel ve ilginç çok hoş .ayrıca fotoğreflar esilerine göre dah estetik ve bilinçli.tebrik ederim :) iyi gezmeler.ışığınız bol olsun:))))

    YanıtlaSil